Dönemi tüm bilgilerini aktaran biyografilerden devlet arşivlerinde yapılan uzun araştırmalar sonunda derlenen belgelere kadar tarihin her yönü artık okurun büyük ilgisini çekiyor...

-Eylül ALP-
Tarihe son zamanlarda ilginin artması sevindirici. Akademik çevrelerin dışında, aslında basit bir merakla, 'tarihte ne oldu?' sorusuyla tetiklenen, genel okur ilgisinin de tarihe yönlendiği dikkat çekiyor. Bu merakı duyan herkes için dünyanın çeşitli dönemlerinde çeşitli coğrafyalarında tarihin nasıl şekillendiğini öğrenmek bir ihtiyaç. Ve bu nedenle bu alanda yapılacak daha çok iş olduğu su götürmez bir gerçek. Özellikle Türkiye'de belli konular dışında, tarihin pek çok alanına ilişkin kitap çeşitliliğinin artırılması gerekiyor.
İşte bu düşünceden yola çıkan Alfa Yayınları, yayınevinin genel yapısının içinde bir alt-dizi markası oluşturdu. Farklı bir boyut ve kapak tasarımı, farklı bir logo tasarımı ile tarih dizisine verdiği önemi vurgulayan yayınevi, titizlikle yürütülen kitap araştırmaları sonucunda programına aldığı eserleri yetkin isimlere tercüme ettirerek okura ulaştırıyor.
Tarihin farklı dönemlerini, farklı coğrafyaları, konuları ve tarihi figürleri odağına alan Alfa Yayınları, tarih dizisi kapsamında Türk okurunun henüz ulaşamadığı konulara da yer vererek önemli bir eksikliği kapatmayı hedefliyor. Bu kapsamda programına aldığı kitapların ilk dördü, okurla geçtiğimiz günlerde buluştu.
Dünya Tarihi
Clive Ponting'in bilinen dünya tarihi anlatılarından ayrılan, tam bir küresel alan taraması yaparak insanlık tarihini yeni ve şaşırtıcı derecede farklı bir anlatımla sunan 'Dünya Tarihi', dizinin ilk kitaplarından biri.  Kitap, Batı merkezli tarih kurgularını reddederek hiçbir coğrafya ya da döneme iltimas geçmeden dünyanın her yerinde bulunan insan topluluklarının hikayelerini eşzamanlı olarak anlatıyor. Yakın zamana kadar Wales Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler ve politikalar okutmanlığı yapan ve yazdığı revizyonist Churchill biyografisiyle bir tartışma fırtınası yaratan Ponting, insanın öyküsünün bütünsel bir açıdan anlatılması gerektiğini savunduğu için Çin, Hindistan ve Japonya gibi dünya nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı ve genellikle çok daha küçük bir alana sıkıştırılan büyük uygarlıkların tarihlerine diğer coğrafyalarla birlikte dengeli ve etkileşimli bir biçimde yer veriyor. Kitabın farklılığı da buradan kaynaklanıyor.
Machiavelli biyografisi ve daha fazlası
Dizinin ilk kitaplarından bir diğeri yayınlandığı tarihten sonra bile hala üzerinde yoğun olarak tartışılan 'Hükümdar' adlı eserin yazarı, ünlü filozof Machiavelli'nin sürükleyici biyografisi. Biyografinin yazarı, ünlü popüler kültür tarihçisi Ross King.
Avrupa ve Kuzey Amerika kültür tarihi dersleri veren King'in yazdığı pek çok kitap, uluslararası alanda büyük ses getirerek çok satan kitaplar arasında yer alıyor. Bugüne kadar yalnızca 'Hükümdar' adlı eseri ile bilinen Machiavelli'nin şaşırtıcı ve renkli kişiliği King'in usta anlatımıyla ete kemiğe bürünüyor ve 'sefil ve tehlikeli bir dünyada yeşeren Rönesans dönemi'nin ünlü karakterini konu alan kitap, okuyucuya bir biyografiden beklenenden daha fazlasını sunuyor. Dolayısıyla okur bu kitabı okuduğunda Machiavelli'nin Hükümdar adlı eserini hangi coğrafi ve tarihsel şartlarda neden yazdığını kavrıyor. King'in yazdığı eserlerde en dikkat çeken unsur ele aldığı dönemleri çok iyi bilmesi ve bunu okuyucuya roman tadında bir anlatıyla sunabilmesi. Machiavelli özelinde asıl başarılarından biri de Machiavelli'nin daha az bilinen eserleriyle okuru tanıştırması.
Lozan Konferansı'nın  gizli noktaları
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Sevtap Demirci'nin 'Belgelerle Lozan' adlı eseri ise, özellikle konferansın kapalı kapılarının ardında neler olduğuna, pazarlık stratejileri ve diplomatik ilişkilerin çözümlenmesine yoğunlaştığı için önemli. Bilindiği  gibi Lozan Konferansı birçok araştırmanın konusu olmuştur. Ancak Türkiye ve İngiltere arasındaki taktik, stratejik ve diplomatik mücadelenin gelişimi üzerine kapsamlı çalışmalara rastlamak daha zordur. Belgelerle Lozan, konferans sırasındaki Türk-İngiliz diplomasi mücadelesini kronolojik ve belgelere dayalı bir anlatıyla sunmasıyla öne çıkıyor.
Türkiye ve Ortadoğu tarihi açısından önemli sonuçlar doğuran konferans, günümüzdeki siyasi gelişmeler çerçevesinde çeşitli nedenlerle hala güncelliğini koruyan bir konu.
16 ve 18. yüzyılda Osmanlı
'Yeni Bir Hükümdar Aynası' Osmanlı tarihçisi Suraiya Faroqhi'nin henüz Türk okuruyla buluşmamış makalelerinin bir derlemesi. Bu çalışma, Osmanlı hanedanının isyanlar, savaşlar, tahttan indirmeler gibi görünüşte ölümcül krizlere rağmen hükümranlığının sürekliliğini hangi araçlarla koruduğunu ve meşrulaştırıldığını inceliyor. Osmanlı ekonomik ve sosyal tarihi alanında en önemli tarihçilerden biri olarak değerlendirilen Suraiya Faroqhi, bu amaçla padişah imgesi, söylemler, şenlikler, geçit alayları, kabul törenleri, avlar, egzotik ve vahşi hayvanlar, tüccarlar, korsanlar ve esirlerin izini sürüyor. Padişahın iktidarının nasıl sergilendiğinin yanı sıra, bu imgelerin yabancı hükümdarlar tarafından da nasıl algılandığını analiz eden 'Yeni Bir Hükümdar Aynası', 16. yüzyıl ila  18. yüzyıl ortaları arasındaki döneme ilişkin kapsamlı arşiv araştırmaları sonucunda ortaya çıkan makalelerden oluşuyor. Bu makaleler önemli ölçüde arşivlere dayandığı için Faroqhi, İstanbul ve diğer yerlerdeki Osmanlı belge koleksiyonları üzerine önemli bir değerlendirme de sunuyor.
Bu kitap, Suraiya Faroqhi'nin makale derlemelerinin ilki. 'Coping With The State: Political Conflict and Crime In The Ottoman Empire (1550-1720)' ve 'Making A Living In the Ottoman Lands (1480 to 1820)' başlıklı iki derleme daha Alfa Tarih Dizisi kapsamında Faroqhi okurlarının ilgisine sunulacak eserler arasında.
Serinin diğer kitapları
Dizinin yayın programında bulunan diğer kitaplar arasında Michael Brenner'in 'Yahudi Tarihi'; Heike B. Görtemaker'in yazdığı Eva Braun üzerine ilk akademik biyografi; Mark Mazower'in 'Hitler'in İmparatorluğu; Nadia Maria El Cheikh'in 'Arapların Gözüyle Bizans' adlı çalışması; Orta Asya Türk Tarihi uzmanı Ahmet Taşağıl'ın 'İslam Öncesi Türk Tarihi' çalışması; bir dönem elçilik de yapan tarihçi Ekkehard Eickhoff'un ünlü eseri 'Venedik, Viyana ve Osmanlı Devleti: Güneydoğu Avrupa'daki Köklü Değişim 1645-1700'; Akdeniz tarihi uzmanı David Abulafia'nın yeni kitabı 'Büyük Deniz', Bizantinist Jonathan Harris'in yazdığı 'Bizans'ın Sonu'; İtalyan tarihçi Alessandro Barbero'nun İnebahtı Savaşı adlı kitabı sayılabilir.
aksam.com.tr