HINCAL ULUÇ. 


Hukuk önünde kadınlarla eşit miyiz?..
Başlıktaki soruya şaştınız herhalde.. Çünkü genel kanı bu ülkede kadınının ezildiği şeklindedir. Acaba öyle mi?.. Hatta tersine aslında erkeklerin eşit olmak için feryatları gerekmez mi?. Hani Anayasamız " Kanun önünde her vatandaş Türk eşittir " diyor ya..
Şimdi olaya bakın.. İş adamı arabası ile giderken, otostop yapan bir kadını arabasına alıyor. Laf lafı açıyor. Ortaköy'de oturup bir şeyler içiyorlar. Sonra geceye devam kararı alıp adamın iş yerine gidiyorlar. Adam az sonra uykuya dalıyor.
Uyandığında Audi marka otomobili, kol saati, bilgisayar ve printeri ve cüzdanının çalındığını görüyor. İçkisine ilaç konup uyutulduğunu anlıyor ve soluğu karakolda alıyor.
Polisler bu tür soygunları yapanları biliyor. İş adamının önüne şıpın işi sabıkalı resimleri koyuyorlar. Adam kadını hemen tanıyor. Sahtecilik, hırsızlık, polise mukavemetten sabıkalı biri.
Polis aramaya başlıyor. Otomobil bir süre sonra, hasarlı olarak bulunuyor. Kadın üç ay sonra yakalanıyor, olanların bir bölümünü kabul ediyor..
Otostop, Ortaköy.. İş yerinde içki.. Sevişme.. Hepsi tamam..
Adam öyle mutlu oluyor ki bu sevişmeden, Audi marka otomobilini kadına kendisi veriyor. Öyle diyor kadın.. Bir sevişmeye bir Audi..
Peki mahkeme ne karar veriyor?..
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest!.. Şimdi olayı tersine çevirelim.. Otostop.. Ortaköy'de içki.. Adamın evine gitme.. Cinsel ilişki ve ardından kadın karakolda.. İddia ediyor ki..
Adam evde içkisine bir şeyler karıştırmış. Kadın kendisine geldiğinde bir bakmış, perişan(!) Adam tecavüz etmiş ona.. Hadi Adli Tıp.. Sperm örnekleri. Kadından alınan ile erkeğinki ayni.
Adam diyor ki.. "Yahu benimle kendi rızası ile beraber oldu. Sonra para istedi. Vermeyince polise gitti.." Mahkeme dinler mi?.. Örneği var mı, dinlediğinin?..
Adam haydi içeri.. Pirincin taşını ayıklayana kadar içerde kalır. Ayıklayamazsa da hapı öyle bir yutar ki..
Örnek.. Ayni Hürriyet gazetesi.. Dört sayfa ileri gidin.. Abdullah Kalafat'ın başına gelenler..
Hani bir hemşire, parkta yürürken tecavüze uğradığını iddia etmişti. Poliste bilgisayarla resmini çizdirmiş, tarife uyan birini de teşhis edip, önüne getirildiğinde "İşte bu" demişti..
"Bu" dediği Abdullah Kalafat işte.. Anında tutuklanıp hapse atılmış. Tecavüz hapishane raconunda en aşağılık suçtur. Böylelerini aralarında istemezler. Döverler, işkence, hatta tecavüz ederler ve hatta öldürürler. Kalafat da hapiste iken feci dayaklar yemiş.. Sonunda Adli Tıp'tan haber gelmiş ki, kadında bulunan spermlerle adamdan alınanlar uyuşmuyor. Abdullah serbest kalmış..
Çektikleri.. İşkenceler, dayaklar.. Adına düşen leke..
Allah'tan kadında sperm örnekleri var.. Yıkasa, ya da atmış olsa iç çamaşırını, yandı gülüm keten helva..
Peki "Bana işte bu adam tecavüz etti" diye ifade veren hemşireye ne oldu?..
Hiçbir şey.. "Bana polis baskı yaptı. Onların zorlaması ile teşhis ettim " dedi bu kez.. Polis teşkilatından çok sert bir yanıt alınca sustu, kayboldu. Olay unutuldu. Abdullah Kalafat çektikleri ile kaldı.
Özet..
Bir kadının ifadesi çok sıradan bir adamın bile hayatını kaydırabiliyor.
Oysa erkek anlatırsa, bin sabıkalı bir kadını tutuklatmaya bile yetmiyor, ifadesi.. Şimdi söyleyin..
Türk kadını ve erkeği, kanun önünde eşit mi?.
SABAH Gazetesi HINCAL'IN YERİ 20 Nisan 2005