Necati Doğru                                                                                                                                          


        Ar damarı çatlamış “Çalık’lamacı” havası! 
Çeşitli gazetelerde yazı yazan değerli kalem sahibi arkadaşlarımız arasında bazıları var ki son günlerde “ar damarı çatlamış Çalık’lamacı” havası vermeye başladılar.
Yanılıyor değilim.
Okuduğumu anlarım.
Ne yazdığımı bilirim.
Kaldı ki, sözünü ettiğim “ar damarı çatlamış Çalık’lamacı arkadaşlar” çok açık seçik, kelimelerin ve savundukları egemenlerin hakkını vererek yazıyorlar.
Çalık’lama nedir?
Çalık’lamacı kimdir?
Bir gazeteci kimdir?
Ar damarı nasıl çatlar?
Bunları izah edeyim.
Özel sektör bankalarından değil de devlet bankalarından 10 yıl vadeli, 3 yılı ödemesiz libor artı yüzde 4.85 gibi bugünün koşullarında ballı börek sayılabilecek faizle para alabilmeyi başarmış olan ve Başbakan’ın damadını holdinginde genel müdür olarak çalıştırabilen iş adamı Ahmet Çalık’ın “Sabah ve ATV’yi satın alarak mülkleri arasına sokmasına” Çalık’lama denir.
***
Kapitalizmle...
Liberalizmle..
Özel girişimcilikle...
Proje geliştirmeyle...
Küreselleşmeyle...
Hiçbir ilgisi, tutarlılığı yoktur. “Çalık’lama” yüzde yüz yerli bir yöntemdir; iktidar partisinin başkanı ve Başbakan’ın damadına holdingte iş vermek karşılığında devlet bankalarından uygun şartlarda 750 milyon dolar tutarındaki yüklü bir parayı emerek ve “devletin Katar Emiri ile ilişkisini zenginleştirerek devletin malı olan Sabah Gazetesi’ni ve ATV televizyonunu Ahmet Çalık’ın mülkleri arasına transfer edebilmek”tir.
Ayrıntıya girmeyeyim.
Sizi yormayayım.
Çalık’lama transferdir.
Devletin malını...
Devletin parasıyla...
Devleti kullanarak...
Özelin mülküne katmaktır...
***
“Çalık’lamacılık” ise “devletin parasıyla devletin malını mülkiyetine geçirme eylemini” görmezden gelip, bilmezden gelip; Shakspeare’in Hamlet adlı oyununda bir babanın oğluna verdiği öğüdü yazmaktır.
Shakspeare’e sığınmak.
Hamlet’e dayanmak.
Çalık’lamacılıktır.
Tiyatroya ne gerek var.
Shakspeare’e yazık.
Hamlet’e zulüm.
Hayatı anlat.
Hayatta ne olmuş?
Ahmet Çalık adlı iktidara yakın iş adamı, özel sektör bankalarından istediği halde tek kuruş alamamış fakat Başbakan’ın damadını holdingine genel müdür yaptığı için devlet bankalarından 750 milyon doları kapıvermiş, devletin malı Sabah ile ATV’yi mülküne katıvermiş.
Tartışılan bu!
Doğru mu, değil mi?
“Çalık’lama” bugünün dünya koşullarında; kapitalizme, liberalizme, özel girişimciliğe, küreselleşmeye uyar mı? Etik midir, kapitalist ahlaka sığar mı?
Ar damarı çatlamış.
Aydın Doğan da “devletin malı olan Petrol Ofisi’ni sahiplenirken devlet bankasından kredi almış” diye yazarak dosya trampa ediyor. Aydın Doğan’ın defosu varsa, Başbakan’ın damadını, oğlunu, kızını holdinginde çalıştırıyor ya da gazetelerini “iktidar yağcılığı ile yalakalığına alet edip” devlet bankalarından “ballı kredileri emiyorsa” onu da yaz.
Durma yaz.
Biz Çalık’ı yazıyoruz.
Sen de Doğan’ı yaz.
Gerçekler görünsün.
Gerçekleri yazmayarak, yazarın uydurduğu oyun kahramanı kartondan Hamlet’in arkasına saklanarak; “Kavga istiyorsanız biz de kavgaya varız” demek aslında; “gelin dosyaları halktan gizleyelim, sen benim patronumu görme, ben de senin patronunu görmeyeyim” demektir.
Ar damarı çatlaması budur.
Ar damarı yırtılmış.
Çalık’lama savunuyor.
Öbürü de; “Çalık’tan 900 bin YTL “transfer parası” ve çok yüklü aylık maaş almış; “Biz Ahmet Çalık’ı neden devlet bankasından kredi aldın, kredinin şartları nedir diye sorgulamayacağız” diye yazıyor.
Ar damarı çatlamış.
Çalık’lamacı bunlar.
Necati Doğru ndogru@gazetevatan.com 27.04.2008